Devlet Opera ve Balesi (DOB) Genel Müdürü tenor Murat Karahan, dünyanın en eski festivallerinden Arena di Verona Opera Festivali’nin son beş yıldır yıldızlarından biri. Bu yıl festivalin açılışında da sahne alan ünlü sanatçı Aida operası temsili sırasında 100 kişilik orkestra greve gidince aryalarını piyano eşliğinde söylemek zorunda kaldı.




Murat Karahan: “Arena di Verona Opera Festivali’nin bu yıl 98’incisi düzenleniyor. Dünyanın en eski, en görkemli opera festivali. Festivalde benim de beşinci yılım. Bir kaç opera beni çok benimsedi. Bolşoy ve Verona öyle. Bunlarla çok yakın, karşılıklı bir sevgi ortamı oluştu. Arena’yı 2019’da pandemiden önce ben kapatmıştım. 2021’de de Cavalleria Rusticana ile ben açmış oldum. Geçtiğimiz günlerde de Aida gösterisi vardı. Arena di Verona Orkestrası ile Vakıf arasında büyük bir sıkıntı var. Pandemi süresince ekonomik sıkıntı yaşadılar. Bir yıldır gelen bir anlaşmazlık var aralarında.”



Murat Karahan:” Daha zordu tabi. Çünkü piyano ile daha er meydanı. Orkestranın içerisinde zaman zaman gömülüp hatanı kapatabiliyorsun. Piyano o kadar çıplak bir ses ki. Hatanla ve sevabınla ortadasın. Güzel bir hatıra olarak koyduk cebe. 4 bine yakın seyirci vardı. Başta anons yapıldıktan sonra seyirciler ayrılır gider dedik. Bir kişi bile ayrılmadı temsilden. Sonuna kadar üç buçuk saat kaldılar. İnanılmaz bir geceydi.”

Murat Karahan: “Siyasetçi olmak benim çocukluğumdan beri kafamda olan bir şeydi. Dayım İsmet Sezgin’in de etkisiyle. Ama 44 yaşındaki Murat Karahan olarak şunu söyleyebilirim ki, benim en mutlu olduğum yer sahne. Tecrübelerimden bunu edindim. Ama tabi ki yanlış anlaşılmasın. Devletim bana bir görev verdi. Bunu da dört senedir büyük bir mutlulukla yerine getiriyorum. Bundan da çok büyük bir mutluluk ve gurur duyuyorum.”


Murat Karahan: “Çok enteresan bir deneyim hepimiz için. İlk dönemde tamamen perdeleri kapattık. İşin zor tarafı, opera temsili çok fazla kişiyle ve birebir iletişimle yapılan bir sanat. Balede operada fiziki temas var. Sahnede üç kişi beş kişi idare edebileceğin bir durum da yok. Temsillerimize daha minimalize edilmiş eserlerle başladık. Orkestra çukurunu çok kullanmadık. Sahne üstü orkestra ve küçük gruplarla sahne aldık. Daha çok konserlerle izleyiciyi sanata buluşturmaya çalıştık. Ekibimizin tamamına yakınının aşılanması bitmek üzere. Bu elimizi rahatlattı. Festivallerimizi geçen senekinden daha büyük, daha kapsamlı bir topluluk ile gerçekleştireceğiz.”

Murat Karahan: “A, B ve C planlarımız olacak. A planımız, her şeyin yolunda gittiğini varsayarak sezonumuzu açıyoruz. B planımız, daha dikkat ederek, daha küçültülmüş versiyonlarla, ekibi daraltarak sahneye çıkıyoruz. Bu seneki festivallerimizi B planında yapıyoruz. C planı, insanları sanatla buluşturabileceğimiz biraz daha sembolik bir formatta. Üç şarta göre de hazırlığımızı yapıyoruz. Pandeminin seyrine göre işleme koyuyoruz.”

Murat Karahan: “Bale sanatçılarımız Zoom üzerinden her gün periyodik olarak derslerini gerçekleştirdiler. Vücutlarını zinde tutmaları gerekiyor. Tabi salonda çalışmak gibi değil. Daha sonra çok ufak gruplarla, bale derslerini salonlarda gerçekleştirdik. Bizim beslendiğimiz, motive eden nokta alkış. Bizi en çok etkileyen alkışsız kalmak oldu. Karşıdan o alkışı alamamak duygusal bir eksiklik yarattı. Bir çok sanatçı arkadaşımız sahneye çıkmayı dört gözle bekliyorlar. Çok özledik sahneyi, seyirciyi.”

Murat Karahan: “Opera sanatçısıyım. Opera benim aşkım. Önemli bir kariyer de nasip etti Allah. Bu şekilde ülkemi de en güzel şekilde temsil ediyorum. Fakat gözden kaçırdığımız ufak bir şey var. Konserlerde napolitenler söylüyoruz mesela. Napoliten dediğimiz şey, mandolin ile söylenen Napoli halk şarkısı. Placido Domingo bütün konserlerinde mutlaka Zarzuela konseri verir. Zarzuela İspanyolların etnik halk şarkılarıdır. Roberto Alagna yarı Sicilyalı yarı Fransız’dır. Sicilya halk şarkıları albümü çıkardı. Bu dünyada çok örneği olan şeyler.”
